Söz veriyorum; Seni ilk gördüğümde hissettiklerimi asla unutmayacağıma, daha hiçbir şey yokken seni tanıştırdığım babama söylediğim “bu kızı alacam”daki kararlılıktan hiç vazgeçmeyeceğime, peynirli sandviç yememize izin vermeyeceğime, daracık alanlara sığacağıma, su istediğinde kalkıp getireceğime, günde en az bir kez seni sevdiğimi söyleyeceğime, bunu hiç unutmayacağıma, hep bir kez yutkunarak konuşacağıma, senin için daima yanında olacağıma, şu ana kadar yaşattığım hayal kırıklıklarını bir daha yaşatmayacağıma, toporonguazlı pasta bulacağıma, burnun akarken onu sileceğime, ilacını ellerimle getireceğime, sadece senin için sana bakacağıma, savaşmaktan vazgeçeçeğime, şu ana kadar yeterince veda sahnesi yaşadık deyip sımsıkı sarılıp gitmene izin vermeyeceğime, yetmişindede de sana sevgiyle sarılacağıma ve bir daha asla seni bırakmayacağıma, seni ömür boyu seveceğime, Söz veriyorum Tabii ki “BENİMLE EVLENMEN” şartıyla SENİ SEVİYORUMNe mi bu? Esra nın mezuniyet yıllığına yazdığım yazı. Ha bu arada henüz istifa etmedim-))))) Dedikodulara aldırmayın derim ben
24 Mart 2012 Cumartesi
Bakın ne buldum
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Yıllarca uğraştık, eksiğin ne olduğunu bulamadık. Halbuki her şeyi denedik, her yere baktık.
Öyle mi? Bakmadığımız bir yer kaldı.
İçimize bakmadık.
Eksik parçayı dışarıda aradık ama içimizde saklı olabileceğini akıl etmedik.
Birilerini sevdik, birileri bizi sevsin diye uğraştık ama kendimizi sevmedik.
Şaşıracak bir şey yok, tabii ki sevmedik.
Kendimizi sevsek bu kadar koşturur muyduk? Canımız yanmasın diye duvarların ardına saklanır mıydık?
Kendimizi boş sanıp doldurmaya uğraşır mıydık? Terk edilmekten korkar mıydık?
Asıl eksiklik, eksik olduğumuzu düşünmekti.
Asıl eksiklik, çareyi başkasında aramaktı.
Hayatın matematiği farklı; iki yarımı toplayınca bir etmiyor.
İnsan tek başına mutsuzsa başka biriyle de mutlu olamıyor.
"Herkes beni sevsin" diye uğraşınca kimse gerçekten sevmiyor, herkes sevgisine şart koyuyor, sınır koyuyor.
Oysa "kendime duyduğum sevgi bana yeter" diye düşününce, kendimizi olduğumuz gibi kabullenince yarım tamamlanıyor.
Her şey bir oluyor. İşte o zaman perde aralanıyor.
Acı diniyor.
İşte o zaman başka ´bir´i bir araya gelerek, hesabın kitabın, korkunun kaygının hüküm sürdüğü sahte bir sevgi yerine, gerçek bir sevgi yaratılabiliyor.
Yorum Gönder