22 Ocak 2017 Pazar

Ve hayatın beni getirdiği yer. Bakıyorum ve midem bulanıyor. Son 1-2 yıl bana yaramadı. Konuştuğu zaman mangalda kül bırakmayan insanların, yaptıkları uygulamaları, hangi ulvi amaçlar için yaptıklarını anlatmalarından artık midem bulanıyor. Altını biraz kazıdığınızda aslında yıllardır kini tutulan kişisel hesapların görülmeye başladığını görüyorsunuz. Ya da acaba bana nasıl yararlı olur hesaplarının görüldüğünü. Yazık. Biz yola bunun için çıkmamıştık. Fırat kenarındaki kaybolan koyun idi derdimiz.
Geçen gün bir arkadaşımla konuşuyorduk. aslında eleştirdiğimiz düşünce - davranışlara biz de sahip olmuş olabilir miyiz diye?  X şahsı güç için çevresinde insanlar bulunduruyor, onları farklı mevkilere getiriyor ve zamanı geldiğinde onlardan güç devşiriyor. Aslında çevremizde iyi olarak nitelediğimiz insanlarda aynı davranış kalıbına sahip gibi görünüyor. Basitçe bir örnek, hekimlerden oluşan bir çevre oluşturup sonra hastaları onalar yönlendiriyorsunuz.  Burada iyi ile kötüyü ayırt eden davranış kalıbı değil de (Ki temelde aynı görünüyor) aslında bunun hangi amaçla yapıldığı olabilir mi?
İnsanlar niyetlerine göre değerlendirilir )))))  Buna karşılık ise "Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşelidir" denilebilir.
Neyse benim devlet sisteminin biraz dışına çıkmam gerekli. Üzerime gelen dalgayı görebiliyorum ya da öyle hissediyorum.
Esra bir kitap almış. "Neşterden kaleme" diye. Bir cerrahın anıları. Yöneticileri eleştiriyor. Yaptıklarından dolayı. Ama yöneticiler karşısında çaresizce eğildiğini de söylüyor ve yöneticileri eleştiriyor. Acaba farkında mı ? Aslında aynı durumda olduğunun. Yöneticilerin de muhtemelen üstteki baskıya lanet olsun diyerek direnmekten vaz geçtiklerinden veya başka bir kalifikasyonları kalmadığı-olmadığı için ve o makamda kalabilmelerinin tek- zorunlu yolunun üstten gelen isteklere olur demek olduğunu (Başhekim/ yöneticiliğin ikincil görev olması ve ne kadar performans kriterlerinden bahsedilse de aslında şu ana kadar tüm görev değişikliklerinin keyfi olması burada ana sebeplerden olabilir.) Aslında aynı davranış kalıbına göre hareket ettiklerinin farkında mı acaba?  Bu yöneticileri aklama çabası değil. Sadece insan kalitesi ve yok aslında birbirimizden farkımız cümlesi (((
Ama, ama öğretmenim. Onu döv tamam mı!!!! Hayatta yaptığınız her şey ya da geldiğiniz her mevki için hiç kimseye kulluk etmeyin. Bunun "şirk" olduğunu unutmayın. "Vefa"nın da sadece İstanbul da bir semt adı olmadığını da unutmayın bu arada. Daha önce de yazdım. Burası benim, benim düşüncelerimi ifade ettiğim benim için önemli olan olayları paylaştığım yer. Hiç kimse bana ne düşüneceğimi, düşündüklerimden ne kadarını yazacağımı söyleyemedi, söyleyemez. Ha bu yazdıklarımı isteyen okur, isteyen okumaz.Kendimce doğrularım var, kimsenin arkasından hakaret etmedim, etmem. Birine hakaret etmeye niyetlendiğimde gider yüzüne söyleyeceğimi söylerim. Arkasından değil. Ve şu ana kadar da söyledim. Bundan sonra da kimse için bunu değiştirmeye niyetim yok.

3 Ocak 2016 Pazar



31 Aralıkta yağmaya başlayan kar hala daha devam ediyor. Hayat gibi, bir yıl daha nasıl geçti anlamadım. Herkese sağlıklı, mutlu bir yıl dilerim.

15 Eylül 2015 Salı

Çok ara veriyorum bu nesneye. Daha sık yazmak lazım. Artık iyice alıştık. Bürokrasi ne menem bir şeymiş ve istemeyen bir memeura hiç bir şey yaptırılamazmış. Eylül deki SUT özellikli sağlık hizmetlerinde kullanılan malzemeleri ya SUT dışı bıraktı, ya da SUT fiyatı çok düşük olduğu için malzeme alım yolu kapandı. Bundan benim yaptığım bariatrik cerrahi grubu da etkilendi. Yeni yönetim geldiğinde kullandığım staplerleri almamaya karar verdi. Bir ara ben hastalara aldırdım. Ancak gidip SGK dan para almaya kalkıştıkları için soruşturma geçiriyorum. Sürecin sonunda o parayı benden tahsil etmeye kalkışacaklardır. Neyse bunun üzerine artık ameliyatları durdurduk. Bakan beyin emri ile bu malzeme alımı için para yollanmasına rağmen, önce para gelmedi, sonra, sen al ben al kavgası en sonda yöntem üzerinde tartışma nedeniyle kabaca 40 gündür ameliyatlar iptal. İyiymiş değil mi ? Bu saçmalığa ben bile inanamıyorum. Ancak ne yaparsın. 
Bu arada Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mütevelli Heyetine seçildim. 5 kişi var. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Rektör, Sağlık Bakanlığı adına 2 kişi ve YÖK adına 1 kişi. Beni ZÇ önermiş. Şimdi onun çalışmaları devam ediyor. 
Perşembe Cuma günü de Ankara da başasistanlık sınav Jürisindeyim. Bakalım ne olacak. 
Esra tayini Şırnaksonrası, FSM ye çıktı ve orada başladı. Şimdilik çok mutlu.
 Yazın arkadaşları Trabzonspor futbol okuluna yolladık. Ders sonrasında dondurma keyfi doğal olarak en sevdikleri şeydi.

10 Temmuz 2015 Cuma

Daha düzenli yazacağım inşallah. Geçen pazar günü Laleli de aşevinde iftara gittik arkadaşlarla. Ali abinin iftarına. Oğlumla. Üçü biraraya geldiklerindeki o yaramazlıktan eser yoktu. Hatta çok güldüm. Saat 9.30 olunca baba ben uyuyacağım deyip oturduğu sandalyede uyudu ))).
Ve resim. Aysara'mla Şile de

Ama asıl ilginç olan bu değil tabii. Bir siyasetçi ile karşılaştım. Tam karşıma oturdu. Hayatta tesaüf yoktur biliyorsunuz. Tanışma faslından sonra, Kendisinin eski bakanımızın çok yakın arkadaşı olduğunu, bizim (hekimlerin ) onu sevmemesine rağmen çok iyi bir bakan olduğunu ve yaptıklarının yüzde yüz doğru olduğunu söyledi. Önce bulaşmayayım dedim. Ancak sonra aklıma yapılana, söylenene sessiz kalmak durumunda aslında bunun kerhen destek vermek anlamına geldiğini hatırladım. Ve aslında eski bakanın yaptıklarının %85 ine aklı başında olan herkesin destek vereceğini ancak bir %15 lik kısmın hiç bir şekilde destek bulamaycağını anlatmaya çalıştım. Ve siyasetçilerin biz hekimlerden ne kadar nefret ettiğini bir daha anladım. Hayatı sadece para gözlüğüyle değerlendirip, bu kadar fakir bir ülkede fahiş ücretler kazanmak istediğimiz halkın yararını düşünmediğimiz, bu nedenle bizim kontrol altına alınmamız gerekliliğini kendisinden duydum. Aslında klasikleşmiş cümlelrle saldırıyordu.

Devlette çalışan diğer memurlardan farkınız ne? Siz kendinizi üstün olarak görüyorsunuz.
Devlette çalışmak zorunda değilsiniz.
Ama sayınız az olduğu için devletin ihtiyacı var bu nedenle istifa edemezsiniz.
Devlet bir an önce Küba da olduğu gibi hekim sayısını çoğaltmalı. Orası inanılmaz iyi bir sisteme sahip.
Avrupa daki eşdeğerlerinizle eşit paralar kazanıyorsunuz.
Çocuğunuzu özel okulda okutmak zorunda değilsiniz.
Hekimliği seçmeseydiniz.
Evet yurtdışından hekim gelerek burada çalışmalı ve size haddinizi bildirmeli.
İnsanlar sağlığa ulaşmak için öküzünü satıyor.
İyi hekimler paragöz olduğu için devletten istifa ediyor.
40 kişilik bir toplantıda , 38 kişi sağlıktan mutlu, hekim varsa ki (genellikle kalan 2 kişi onlar) onlar mutsuzluk bildiriyorlar. .......
.....
Tabii ki gerekenleri söyledim. Biraz saygısızlık oldu. Ancak haketmişti. 2003 yılının söylemlerinin demode olduğunu, aradan 12 yıl geçtiğini, yeni söylemler geliştirilmesi gerekliliğini anlatmaya çalıştım.  Kendisine demokrasinin ve halkın iradesinin 2 kişinin de hakkını koruyan ve onların çıkarlarını gözeten bir sistem olduğunu anlattım. Aksi düşüncenin ismini herkes biliyor. Katılmasanız bile insanlara kulak vermek gerekli olduğunu hatırlattım. 2015 yılında sağlık sisteminde özel hastanelerin ağırlığını anlatmaya çalıştım. Geldiğimiz noktada hastanın cebinden çıkan para miktarının 2003 e göre değişip değişmediğini, ve bu paranın aslında şu anda 100.000 hekim yerine 100 hastane patronunun ve aslında yurtdışı sermayesinin cebine gidip gitmediğin anlatmaya çalıştım.  Aslında en vurucu olan sanırım sağlık sisteminin çökmek üzere olduğu ve bir an önce koalisyonda diğer partiye vermeyi önerdiğim kısımdı. Konuşmalarıma epey şaşırdı. Ancak fikrini değiştirdiğini  zannetmiyorum.
Benim açımdansa, daldığım rüyadan uyanma konuşmasıydı. O nedenle konuşmanın sonunda kendisine çok teşekkür ettim beni gördüğüm rüyadan uyandırdığı için. Tekrar teşekkür ederim

19 Haziran 2015 Cuma

Liyakat,
Daha önce yazdım mı bilmiyorum. Bir görevi kime verirsiniz. Hayat dersi idi bu, zamanında bana. Şöyle bir akıl yürütme yapalım. Bir göreve gelen kişiden 100 üzerinden kaç performans beklersiniz. 70 iyidir sanırım. 80 olursa iyi seçim yapmışım,  50 olursa ben şans verdim ama beceremedi der görevden alırsınız)) Peki... Bu göreve talip olanların (dikkat ! talip olanların diyorum sokaktan geçenlerin değil) % de kaçı ortalama 70 performans gösterir. Bildiniz çan eğrisi ve klasik istatistik hesap. Kabaca %86 kalan % 7 başarısız, %7 parlak olanlardır. Demek ki, talipler arasından seçim yaparsanız %93 başarılı seçim yapma şansınız var. Laf aramızda o parlak %7 i de istenmez. Onlar ancak sıkıntılı dönemlerde lazım olan adamlardır. O dönemlerin dışında itiraz ederler, doğru bildiklerini yapmaya çalışırlar, yani uyumsuzdurlar )))
Vefa
Semt adı  

Çocuklar artık büyüdüler. Zaman'ın ne kadar HIZLI geçtiğini anlamadım bile. Bir enstantane geliyor aklıma. Hilal di sanırım. Yine Şile sahilde biz kumsala çekiyoruz, o denize emekliyor... Yıllar, yıllar. Nedense annem geldi aklıma. Anam, garip anam. Bizi ne umutlarla büyütmüştü
Geçen bir haftada ne oldu. Seçim tabii ki. ve Esra inn tayin işlerinin koşturmacası. Yıllar sonra ilk kez AK Parti tek başına iktidar şansını kaybetti. Yeni nesil koalisyondan korkmamak Lazım diyor. Bense 80 ve 90 lları gördüğümden ve parti liderlerinin gazetelerin birbirine nasıl saldırdığını gördüğümden endişeliyim. Gelecekten .... 
Dakika 1 gol 1.diyarbakır da Hüda-Par lı birisi vuruldu. Onlar da 3 HDP liiyi sonradan anlaşıldığı kadarıyla 3  mahalle temsilcisini vurdular. Hazırlıklılar. Bunlar daha önce oldu. Her parti kırmızı çizgimiz var koalisyon için diye tutturmuş. 
 Hastanede Sağolsun Gülden programı doldurmuş. Haftanın 3 günü saat 18 de çıktım. Geçen haftanın bilançosu 14 bariatric cerrahi, 3 mide, 1 kolon. Bu hafta 12 Bariatrik cerrahi ve 2 mide ....Perşembe çocukların psikolog görüşmesi vardı. Yetişemedim. Hilal tahmin edileceği gibi üstün, Yusuf Kayra ve Aysara sınıf ortalamasının üzerinde . Hilal için özel bir şey yapmamaya karar verdik. Oğlan sene başına göre Sınıfta söz dinlemeye başlamış.

Ve ben. Murat Çikot ameliyatta sohbet ederken bana sonradan çok ağır gelen bir şey söyledi. 2003 te asistanlığından tanırım onu. İlginç biridir. Bir şey sorabilir miyim dedi bana . Tabii ki dedim. Halil ALIŞ ı nereye gömdün dedi bana. Ben de gülümsedim "derine çok derinlere" dedim. Bazen söylüyorum. Keşke Trabzon da kalsaydım diye. Acaba burada yaşadıklarımın ya da gördüklerimin ne kadarını görürdüm. Yine de ben kendimi çok Şanslı hissediyorum. Annemden. Belki daha önceden yazmışımdır. Okula giderken kışın gazete kağıtlarını ıstır önlüğün içine sırtıma ve önüme koyardı. Üşümeyeyim diye. Sıkı sıkı tembih de vardı sonrasında. Okula vardığında tuvalette bunları çıkartmayı unutma diye. Çünkü het hareketimde kağıtlar hışırdayıp ben utanmayayım  diye. Fakirlik )))) ama Allah için haftada bir kere evimize kıyma girerdi. 250 gram .... Sulu köfte. Bol patatesli ve . Köfteler en sona saklanır. Tadına vararak yemek için. En gözde yemeğimde PİYOEK ti (pilav, yoğurt, ekmek) iyice karıştır. Biraz bekle enfes tat.
Makine tarafından oluşturulan alternatif metin:

Yarın büyük gün çocuklar ilk karnelerimi alacaklar.