6 Eylül 2008 Cumartesi

Allah gerçekten canımı alacak mı?

"Allah belanızı versi, hepinizin canını alsın." Normalde vermem gereken 15 randevuya karşılık yaptığım işlem sayısı 25-30 arasında değişiyor ve poliklinikten gelen acilkiyeti olmayan yakın zamanlı randevu isteyen hastaya mümkün olmadığını söylediğimde aldığım yanıt. Yutkunuyor ve susuyorum.Başımı öbür tarafa çevirerek. Bu işlem sayoılarına ulaşmak için benim ve çalışan arkadaşlarımın yemek saatinden,dinlenme aralarından ödün veriyoruz. Evet yolunda gitmeyen herşeyden sorumlu tutulan bizleriz. Hiç kimse bunun idari ve yönetselproblem olduğunu düşünmez. Varsa yoksa suçlu hekim. Peki ben bu bedduayı hakedecek ne yaptım. Bu cümleyidışarda herhangi birine söylediğinizde acaba size ne karşılık verir. Ya da bunun yargıdaki karşılığı nedir?
Sıkıldım artık gerçekten sıkıldım, hastaneden, hastalardan, mesleğimden. Aslında ne umutlarla başlamıştım. Tıp fakültesine cerrah olacağım diye girdim. Bitirdiğimde TUS taki tüm tercihlerim genelcerrahi idi. İlk tercihimi kazanıp bence Türkiye nin en iyisinde okudum. Sonuç.......8 yılın ardından acaba ben yanlış mı yaptım. Acaba ben ne yaptım. Sabah 8 akşam 17, ayda 4 nöbet, hasta sahiplerinin hakaret ve tehditleri. Arada çok nadiren biriki teşekkür cümlesi. Sonuç işte bu........

14 Mayıs 2008 Çarşamba

denemeye devam

İki kız ve bir erkek. Karımın deyimiyle kıpırcan, ağlaksu ve ıkınnaz.

İlk gün ya da gece

Bu işe karım yüzünden bulaştım. Üçüzlerimizle yaşadıklarını anlatmak için bir blog istedi. Ben de şu anda onun denemesini yapıyorum. Evet üçüzlerimiz var. Ben bir genel cerrahım. Ve harika bir karım var. Bir insan daha ne ister ki.